Prostat, mesanenin altında, ceviz büyüklüğünde bir organdır. Ortasından idrar kanalının geçtiği prostat organının dışı mandalina kabuğuna benzer bir zar ile kaplıdır. Prostat kanserinin oluşum şekli ise, zarın etrafında gelişmeye başlaması ve hastayı önemli oranda rahatsız etmeye başlamasıdır.
Günümüz teknolojisinin gelişmesi ve tıp dünyasında da bu yeniliklerin görülmesiyle birlikte prostat kanserini teşhis etmek ve tanı koymak daha rahattır. Daha önceki dönemlerde yapılan bazı klinik testleri ve çekilen bazı görüntülerle kısıtlı oranda kansere teşhis konulurken geliştirilerek tıp dünyasına sunulan multiparametrik Prostat MR/emar sayesinde daha erken dönemde hastalığa teşhis konulabilmektedir. Bu sayede teşhisler daha kolay yapılabilir ve tedavi süreci daha hızlı başlatılabilir.
Mutliparametrik prostat MR/emar, son yıllarda tıp dünyasında bu alanda en çok kullanılan tetkik yöntemlerinden biridir. Prostat kanserinde en net sonuçları vermeye yardımcı olan multiparametrik prostat emar, daha etkili çözümler sağlaması nedeniyle bu kanser türünün tedavi sürecinde kullanımı daha sık tercih edilmektedir.
Peki, özellikle de 50 yaş üstünde görülen prostat kanseri nasıl oluşuyor?
Prostat Kanseri Nasıl Oluşur?
Hücrelerin hızla büyümesi ve bölünmesi durumunda bazı hücreler ölürken bazıları ise yaşamaya devam eder. Bu süreçte ölen hücrelerin birikmesi, çevre dokuları da etkileyerek büyüyebilen bir türde tümör oluşturur. Zaman geçtikçe bu ölü hücreler de parçalanır ve vücudun çeşitli bölgelerine yayılmaya başlar. Prostat kanserinin oluşum süreci böyle gerçekleşir.Prostat Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Prostat kanseri, prostat organındaki özellikle salgı yapan bezlerdeki hücrelerin anormal bir şekilde çoğalmaları sonucunda oluşur. Uzmanlar, her erkeğin 50 yaşından sonra prostat kanseri riski taşıdığını ailede kalıtsal bir sorun ise 40 yaşından sonra prostat kanserine yakalanabileceklerini belirtiyor.Buna karşın alınması gereken en önemli önlemin 40 yaşından sonra yılda 2 defa üroloji hekimine görünerek kontrolden geçmeleri gerektiğini belirten uzmanlar, genel olarak prostat kanseri belirtilerini şu şekilde açıklamaktadır.
- İdrar yaparken zorlanma,
- İdrar akışında kuvvetin düşmesi,
- Menide veya idrarda kan görülmesi,
- Boşalma esnasında şiddetli ağrılar,
- Kasık bölgesinde rahatsızlık,
- Kemik ağrılarının oluşması,
- Sertleşme bozukluğu.
Prostat Kanserinin Nedenleri Nedir?
Prostat kanserinin en belirgin nedeni elbette doğal yaşlanmadır ancak bununla birlikte alkol kullanan, sigara içen, kanserojen maddelere maruz kalan erkeklerde daha sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Erkeklerde “androjen” adı verilen erkeklik hormonunun baş faktör olduğunu belirten uzmanlar, aşağıdaki nedenlerin oluşması durumunda prostat kanserinin gelişmeye başladığını bildirmektedir.Prostat Kanserinin Risk Faktörleri Nelerdir?
Erkeklerde en çok oluşan kanser türlerinden olan prostat kanseri, çok fazla belirtisi olmayan ve kolay kolay anlaşılamayan bir türdür. Bu nedenle özellikle de yaşı ilerlemiş olan erkeklerin kontrole gitmesi ve tespit aşamasını mümkün olduğunca çabuk gerçekleşmesini sağlaması gerekir. İlerlediği takdirde vücudun çeşitli bölgelerine de sıçrayarak daha ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.Birçok kanser türünde belli bazı risk faktörleri olduğu gibi prostat kanserinde de belli başlı risk faktörleri bulunmaktadır. Bu hastalıkta genetik etkenler en önemli risk faktörleri arasında yer alır. Ailesel yatkınlık, radyasyona maruz kalma, yaşlanma, beslenme alışkanlıkları, hormonlar gibi durumlar, prostat tümöründe en belirgin risk faktörleri olarak değerlendirilmektedir. Yaş ilerledikçe prostat kanseri riski artıyorken özellikle de 50 yaş üstü erkeklerde bu risk çok daha fazla oluyor. Aynı zamanda ebeveyn, kardeş ya da çocuklarınız gibi kendi kanınızdan olan insanlarda bu kanser türü tespit edilmişse, sizin de prostat kanseri olma riskiniz yüksek demektir.
Tüm bunlara karşın alınması gereken en önemli önlemin 40 yaşından sonra yılda 2 defa üroloji hekimine görünerek kontrolden geçmeleri gerektiği olacağını belirtelim.
Prostat kanserinin risk faktörlerinden bahsettik. Şimdiyse bu kanserin tedavi süreci başlatılmadan önce teşhis evresinin nasıl gerçekleşeceğinden ve hangi tanı yöntemlerinin kullanılabileceğinden bahsedelim.
Prostat Kanserinin Teşhis Edilme Yöntemleri
Modern tıp alanında gelişen teknolojiyle birlikte prostat kanserinin teşhis edilmesi üzerine yeni yöntemler ortaya çıkmıştır. Tıp dünyasının ileri düzeye ilerlemesi ve hastalıklara tanı konulması konusunda son derece titiz çalışmaların yapılması sayesinde çoğu hastalığa tanı koymak daha kolay bir hal almıştır.Prostat tümörü veya prostat kanseri de bu yeniliklerden nasibini almış bir hastalıktır. Tetkik yöntemlerinde yapılan yenilikler sayesinde hastalığın boyutunu öğrenme, kanserli hücrenin hangi evrede olduğunu belirleme ve uygun tedavi şeklinin belirlenmesi de son derece kolay hale gelmiştir. Tanı için üroloji uzmanları birçok farklı yönteme başvurmaktadır. Bu tetkik yöntemleri şu şekildedir;
- PSA kan testi,
- Trans-rektal ultrason (TRUS),
- Prostat biyopsisi,
- Lenf nodu biyopsisi,
- BT (Bilgisayarlı Tomografi) taraması,
- Kemik taraması (sintigrafi),
- Mutliparametrik prostat MR/emar.
PSA kan testi: PSA, prostat bezi tarafından üretilen bir maddedir. Bu madde vücuttaki kanın içerisinde yer alır. Prostat kanserinin oluşması da bu maddenin seviyesini yükseltebilme etkisine sahiptir. Bu süreçte yapılan kan testi ise kandaki PSA seviyesinin ölçülmesi amacıyla yapılmaktadır.
Trans-rektal ultrason (TRUS): Bu teşhis yöntemi, rektum içine küçük boyutlu bir cihaz konulmasıyla gerçekleştirilir. Bu cihazdan yayılan ses dalgaları prostat bezine çarparak oluşturduğu yankıları, bir bilgisayar ekranı aracılığıyla doktorların gözlemine sunan bir teşhis yöntemidir.
Prostat biyopsisi: Prostat kanseri teşhis yöntemi olan prostat biyopsisinde doktorlar, kanserli gibi gözüken dokulardan bir miktar örnek alırlar ve daha sonra dokuda kanser hücrelerinin olup olmadığı kontrol edilir.
Lenf nodu biyopsisi: Lenf nodları, bağışıklık sisteminin birer parçalarıdırlar. Prostat bezinde bulunan kanserin lenf nodlarına yayıldığı düşünülürse teşhis edilmesi için bir biyopsi işlemi yapılabilir.
BT (Bilgisayarlı Tomografi) taraması: Prostat kanseri teşhisinde kullanılan X ışınıdır. Bu ışınlar, vücudun birçok görüntüsünü elde edebilmeyi sağlar. Aynı zamanda yapılan biyopsiler esnasında iğneyi yönlendirmek için de kullanılabiliyor.
Kemik taraması (sintigrafi): Prostat kanserinin en büyük risklerinden biri de kemiklere yayılmasıdır. Bu kanser kemiklere yayıldığında farklı hastalıklar ve riskler ortaya çıkabiliyor. Sintigrafi (kemik taraması) ise bu risklerin önüne geçebilmek için prostat kanserinin kemiklere yayılıp yayılmadığını tespit edebilmeyi sağlıyor.
Multiparametrik prostat MR/emar (MRP): Prostat kanserinin teşhis edilebilmesinde kullanılan en etkili yöntemlerdendir. Yukarıda bahsettiğimiz yöntemler de oldukça etkilidir fakat çoğunlukla bu kanserin tespitinde MRP yöntemi kullanılır. Gelişen teknolojiyle birlikte bu alanda da önemli gelişmeler ve değişimler yaşandı. Bu değişimlerin sonucunda prostat kanserinin tespit edilmesi sürecinde en net bilgileri veren yöntem olması nedeniyle en çok tercih edilen tıbbi çeşitliklerden biri olmuştur.
Hastanın herhangi bir şekilde ağrı çekmemesi, görüntülemenin daha kolay yapılması ve teşhisin de buna göre daha net şekilde konulması gibi önemli özellikleri sayesinde üroloji uzmanları hastalarına daha çok mutliparamettik prostat emarı önermektedir.
Prostat Kanserinde Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Her hastalığın tıp dünyasında bir karşılığı mutlaka vardır. Geliştirilen modern teknik ve cihazlar sayesinde birçok kanser hastalığının türü, aşaması ve gelişimi incelenebilmekte ve buna uygun olarak tedavi şekli belirlenebilmektedir. Prostat kanseri tedavisinde kullanılacak yöntemler ise hastalığın derecesine göre belirlenmektedir. Peki, bu kanser türünün tedavi yöntemleri nelerdir?- Radikal Prostatektomi (Prostatın kanser ameliyatı),
- Kanal TUR ameliyatı,
- Radyoterapi.
Radikal Prostatektomi (Prostat Kanseri Ameliyatı)
Prostat kanserinin ciddi seviyelere ulaştığı süreçte tercih edilen tedavi yöntemlerinden biri Radikal Prostatektomi’dir. Prostat kanseri tedavisinde kullanılacak yöntemler, hastalığın derecesine göre belirlenmektedir. En sık kullanılan tedavi şekli elbette cerrahi operasyondur. Bu yöntemde erkeklik bezinin meni kanalları ile birlikte çıkartılması ile mesanenin yeniden idrar kanallarına bağlanması ile yapılır. Ortalama 2 saat süren cerrahi operasyon sonunda hasta 2 gün hastanede yattıktan sonra taburcu edilmektedir. Bu işlemden sonra 2-3 hafta sonra sonda çekimi yapılmaktadır.Kanal TUR Ameliyatı
Kanal TUR ameliyatı, prostat tümörünün durumuna göre tercih edilen bir tedavi yöntemidir. Multiparameterik prostat MR çekiminden sonra uzman doktorun uygun görmesi durumunda bu operasyon da uygulanabilmektedir. Bu tedavi yöntemi genellikle prostatın yolu kapatmasından dolayı ve hastaya radikal prostatektomi dışı bir tedavi planlanmışsa Kanal TUR ameliyatı yapılmaktadır. Bu tedavi şekli kanserin tedavi edilmesi için yapılmamaktadır sadece kanalların açılması için uygulanan bir tedavi yöntemidir.Radyoterapi
Radyoterapi de prostat kanseri tedavisinde uygulanan tedavi yöntemlerinden biridir. İçten ve dıştan olmak üzere iki farklı şekilde yapılan radyoterapinin dıştan yapılmasına “External radyoterapi” adı verilmektedir. Bu tedavi ortalama 2 ay kadar sürebilmektedir. İçeriden yapılan radyoterapiye ise “brakiterapi” denen yöntem ile yapılmaktadır. Ancak bu yöntem daha az sıklıkla yapılmaktadır.Prostat kanserinin çeşitli tedavi yöntemlerinden bahsettik. Bu tedavi yöntemlerine geçilmeden önce hastalık hakkında ve yayıldığı bölgeler hakkında doktorların detaylı bir teşhis yapması gereklidir. Bu teşhislerin neler olduğundan yazımızın yukarısında bahsettik. Teşhis yöntemleri arasında en etkili ve net sonucu veren yöntemin Multiparametrik prostat MR/emar (MRP) olduğunu da söylemiştik. Peki, bu emar nasıl çekiliyor? Şimdi de bu konu hakkında bilgi verelim.
Multiparametrik Prostat Emar Nasıl Çekilir?
Multiparametrik prostat MR/emar, çevredeki dokulara ayrıntılı bir şekilde bakmayı sağlayan ve görüntüleri bilgisayar ortamına aktaran radyolojik görüntüleme biçimidir. Emar ile hastanın prostat kanseri olup olmadığı tespit edilmekle birlikte hastalığın hangi evrede olduğu da saptayabilmek için emar ile birlikte biyopsi de yapılmaktadır.Çekim esnasında tüm hastalara oral yatıştırıcı verilmektedir. Radyasyona maruz kalmaya neden olmayan multiparametrik prostat emar çekimi öncesinde rektuma yerleştirilen bir endorektal bobin sayesinde görüntü elde edilmektedir. Daha net görüntülerin alınabilmesi için hastaya kontrast madde enjekte edilmektedir. Enjekte edilen kontrast maddenin boyalı olması sayesinde kanserli hücrelerin belirlenmesi çok daha kolay bir hale gelebilmektedir.
Tıp dünyasının ileri düzeyde adım atması ve kullanılan cihazların yenilenmesiyle birlikte kanserli hastalıkların teşhis edilmesinde önemli oranda başarılı adımlar atılmaktadır. Geliştirilerek tıp dünyasına sunulan multiparametrik prostat emar/MR sayesinde kanserli hücrelerin teşhis edilmesi daha rahat hale gelmektedir.
Devlet hastanelerinde ve özel hastanelerde çekilen emar ile prostat tümörü daha rahat teşhis edilmekle birlikte tümörün iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğu da daha rahat bir şekilde saptanabilmektedir. Biyorad olarak hastalara sunduğumuz hizmetlerimizde, hastalara en yakın görüntüleme merkezinden veya hastaneden randevu oluşturarak emar çekimini gerçekleştiriyoruz.
Multiparametrik MR Ne Kadar Sürer?
Hastaların genellikle en çok merak ettikleri konulardan biri de emarın ne kadar sürdüğüdür. MR çekiminden önce kalın bağırsağın son kısmının boşaltılması için lavman yapılmaktadır. Bu boşaltma işleminin ardından ise 3 farklı MR taraması yapılır. Bu süreç ortalama olarak 40-45 dakika arasında sürmektedir.Multiparametrik Prostat Emar/MR Fiyatları
Üroloji uzmanları, genel bir kontrol ve muayeneden sonra gerekli görmeleri durumunda hastalardan multiparametrik emar çekmesini isteyebilmektedir. Öncelikle şunu söylemek gerekir ki her emar istenmesi durumunu kötü sonuçların çıkacağına bağlamaya gerek yoktur.İyi huylu veya kötü huylu prostat tümörü şeklinde görülebildiği için bazen üroloji uzmanı buna tanı koymak için de MR isteyebilmektedir. Multiparametrik prostat Emar/MR fiyatları, çekim yapılacak hastane veya görüntüleme merkezine göre ve doktorun istediği emar şekline göre değişiklik gösterebilir.
Alanında uzman ve deneyimli olan Biyorad, hastalara en uygun fiyatları vermek için multiparametrik prostat emar/MR fiyatları konusunda birçok hastane ve görüntüleme merkezi ile anlaşmalı olduğu için uygun fiyat aralıkları sunmaktadır. Doktorunuzun istediği emarı bildirerek profesyonel ekibimizden fiyat alabilir, size en yakın görüntüleme merkezinde emar çekimi yaptırarak hastalığa kesin tanı konmasını sağlayabilirsiniz.
Multiparametrik Prostat Emar (MR) İstanbul
İstanbul gibi büyük şehirlerde çok sayıda görüntüleme merkezi ve hastane bulunmasına rağmen bazı durumlarda hastalar uygun bir tarihte randevu bulmakta zorlanabiliyorlar. Sebebi ise emar çekim merkezlerinde yoğunluktur. Bazen uzman doktor en kısa sürede emar çekilmesini istediği için hastalar bu konuda mağduriyet yaşayabilmektedir.Multiparametrik prostat mr İstanbul hizmetleri ile hastalara en kaliteli hizmeti sunduğumuz kurumumuzu arayarak size en uygun ve en yakın yerden randevu oluşturabilir, acil çekilmesi gerektiği durumlarda öncelik hakkınızı değerlendirebilirsiniz. İstanbul’un tüm ilçelerinde anlaşmalı görüntüleme merkezlerine sahip olan Biyorad ile en kısa sürede multiparametrik prostat MR çekimi yaptırabilir, sağlığınıza daha kısa sürede yeniden kavuşarak yaşadığınız stres ve sıkıntılardan kurtulabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Yaşa Göre PSA Değeri Kaç Olmalı?
PSA normal değerleri yaşa göre belirlenir. Bu nedenle PSA değerinizin normal düzeyde olup olmadığını öğrenmek için bir uzmana başvurmalısınız.
PSA normal değerleri yaşa göre belirlenir. Bu nedenle PSA değerinizin normal düzeyde olup olmadığını öğrenmek için bir uzmana başvurmalısınız.
PSA Kaç Olursa Risklidir?
Normal PSA değerleri 4 ng/ml’nin daha altında olmalıdır. Bu değerlerin üzerindekiler ise riskli grubunda sayılır.
Normal PSA değerleri 4 ng/ml’nin daha altında olmalıdır. Bu değerlerin üzerindekiler ise riskli grubunda sayılır.
PSA Değeri Yüksek Olanlar Kanser midir?
PSA değerinin yüksek olması, kanser olduğunuz anlamına gelmeyebilir fakat kanser riski taşıdığınızı gösterir.
PSA değerinin yüksek olması, kanser olduğunuz anlamına gelmeyebilir fakat kanser riski taşıdığınızı gösterir.
Prostat Kanserinde Ölüm Riski Nedir?
Prostat kanserine bağlı olarak gerçekleşen ölüm riskinin ise %2,9 oranında olduğu hesaplanmıştır.
Prostat kanserine bağlı olarak gerçekleşen ölüm riskinin ise %2,9 oranında olduğu hesaplanmıştır.
PSA Total Ne Demek?
PSA total, hem kandaki proteinlere bağlı hem de serbest bir halde dolaşan PSA’ların değerlerinin ölçülmesidir.
PSA total, hem kandaki proteinlere bağlı hem de serbest bir halde dolaşan PSA’ların değerlerinin ölçülmesidir.
Prostat Ameliyatı Sonrası Cinsel İlişkiye Girilebilir mi?
Prostat ameliyatının ardından hastaların 1 hafta ve 10 gün arası nekahat döneminin ardından yeniden aktif cinsel hayatına dönmesinde bir sakınca olmaz.
Prostat ameliyatının ardından hastaların 1 hafta ve 10 gün arası nekahat döneminin ardından yeniden aktif cinsel hayatına dönmesinde bir sakınca olmaz.
Prostat Ağrısı Nerelere Vurur?
Prostat ağrısı çekenler genellikle idrara çıktığında ağrı hissederler. Bunun yanı sıra kasık ağrısı, pelvik bölge veya genital bölge ağrıları ya da gribe benzer belirtiler gösterebilirler.
Prostat ağrısı çekenler genellikle idrara çıktığında ağrı hissederler. Bunun yanı sıra kasık ağrısı, pelvik bölge veya genital bölge ağrıları ya da gribe benzer belirtiler gösterebilirler.
Prostat Hastalığı İçin Hangi Doktora Gidilir?
Prostat hastalığı şüphesi olan kişilerin Üroloji (Bevliye) kliniğine başvurmaları gerekir.
Prostat hastalığı şüphesi olan kişilerin Üroloji (Bevliye) kliniğine başvurmaları gerekir.