14.03.2019  |  Yazar: Özkan Korkmaz

Her hastalığa mutlaka bir çözüm veya uygun tedavi yöntemi mutlaka vardır. Önemli olan hastanın hastalığı hangi dönemde fark ettiği ve tedavi olma konusunda nasıl bir çaba içerisine girdiğidir. 

Tıp teknolojisi, her geçen gün daha ileri adımlar atarak hastalıklara tanı koyma ve uygun tedavi yöntemini belirleme konusunda daha ciddi seviyelere ulaşmış durumdadır. Hastalıklara tanı koyma ve tedavi şeklini belirleme konusunda son derece etkili rol oynayan manyetik rezonans (MR) radyolojik görüntüleme sistemlerinden biri olup son zamanlarda hızlı gelişen yeni nesil cihazları ile hastalıkları belirleme ve tanı koyma noktasında daha ileri noktalara ulaşmayı başarmaktadır. 

Daha önceleri kullanılan 0,2-1.5 Tesla MR cihazları, hastalıklara tanı koyma noktasında bir anlamda çözüm sunsa da cihazların özellikleri ve ağırlık kapasitelerinin yetersiz kalması, bazı hastaların sistemden yararlanmalarını engellemekte idi. 

Kapalı MR olarak da adlandırılan bu cihazların en büyük sıkıntısı hastanın sabit pozisyonda uzun süre kalamaması, kapalı alan korkusu yaşaması, tek başına teknisyenin görüntüleme esnasında verecekleri direktifleri yerine getirememesi gibi durumlar, çekimin zorlaşmasına neden olmakta idi. 

Geliştirilen tıp teknolojisi sayesinde bu tip problemler ortadan kalktı. Son yıllarda görüntülemede kullanılmaya başlayan 3 Tesla MR geniş, konforlu ve daha sessiz olması ile birlikte görüntülemede daha net sonuçlar verdiği için tercih edilmektedir. Hastaların sabit pozisyonda kalmaları gibi bir durumun da söz konusu olmadığı 3 Tesla MR (açık emar) sayesinde hem hastalıklara tanı koyma hem de tedavi belirleme şeklinde daha olumlu sonuçlar alınabilmektedir. 

MR korkusu olanlar ve fazla kilosu olanlar için Açık MR

Bilindiği üzere daha önceki görüntüleme sistemlerinde yani manyetik rezonans (MR) bazı kısıtlamalar vardı. Fazla kilolu olanlar, kapalı alan korkusu olanlar, çocuk hastalar ve yaşlı hastalar MR çektirirken hem çok zorlanıyorlardı hem de görüntüleme esnasında hareket etmeleri gereken durumda hareket edememeleri, hareket etmemeleri durumda ise aksi bir harekete girmeleri MR çekiminin olumsuz neticelenmesine neden olmaktaydı. 

Açık emar cihazlarının geliştirilmesi sayesinde bu tip sorunlar ortadan kalktı. Çünkü yeni nesil MR cihazları ile görüntüleme alınırken hastanın sabit pozisyonda kalması mecburiyeti bulunmuyor. Hasta; yan yatarak, uzanarak veya oturarak çekimin yapılmasını sağlayabiliyor.

Ayrıca kapalı emar sistemleri, tünele benzer bir cihazdı ve çıkarttığı yüksek sesler, hastaların rahatsız olmasına özellikle de çocuk hastaların korkmalarına neden oluyordu. Açık MR sistemlerinin geliştirilmesiyle birlikte tüm bu sorunların ortadan kalktığını söylemek gerekiyor. Çünkü bu sistemler 290 kg. ağırlığına kadar sahipler ve sessiz bir şekilde çalıştıkları için hastaların korkmalarını gerektiren bir durum da söz konusu olmuyor. 

Modern tıp dünyasının yeniliklerinden faydalanarak hastalığınıza kesin tanı koyulmasının ve tedavi yönteminin belirlenmesinin eskisine göre çok daha kolay olduğunu unutmayın. Sağlıklı günlere…