Kanserli hastalıklar, vücudun değişik yerlerinde görülebilen hastalıklar olup insan ölümüne yol açabilen durumlardır. Bu tip durumlarda erken tanı ve tedavi, hastalığın ilerlemesini engellemeye yardımcı olur.
Kanserli hastalıkların teşhisi ve tanısı
Tıp dünyasının modernleşmesi ve bu alanda yapılan çalışmalar sayesinde kanserli hastalıklara karşı daha aktif ve pratik çözümler sunması, hastalıkların korkutucu boyutunu ortadan kaldırıyor.
Daha önceki dönemlerde akciğer kanseri, mide kanseri, prostat kanseri gibi insan ölümüne en çok yol açan hastalıklara erken dönemde tanı koymak ve teşhis etmek çok zordu. Daha çok bilgisayarlı tomografi kullanılarak hastalıklar değerlendirildiği için bu da beraberinde başka sorunlara neden olabiliyordu.
Ancak daha sonraları geliştirilen manyetik rezonans (MR) X ışını kullanılmadan görüntüleme imkanı sağladığı için yan etkileri de ortadan kalktı. Ama bunun da birtakım sıkıntılarının olması, herkesin emar çektirme gibi bir kolaylığa sahip olmasını engelliyordu. Özellikle de çok fazla kilolu olan hastalar, kapalı alan korkusu bulunan kişiler, başkasını desteği olmadan sabit duramayan hastalar, MR çektirmede büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliyordu.
Tıp dünyasının modern adımlarla ilerlediği günümüzde geliştirilen açık emar sistemleri sayesinde tüm bu sorunlar ortadan kalkmış oldu ve daha kolay şekilde hastalıklara tanı konulabilir hale geldi.
Fazla kilolarınız MR çektirmeye engel olmasın
Kapalı emar sistemleri, kapalı bir tünele benzeyen bir yapıya sahiptir ve MR çektirecek hastaların çekim süresi boyunca bu alanda sabit şekilde kalmaları gerekmektedir. Ortalama 45 dakika kadar süren bir MR/emar çekimi, özellikle de fazla kilosu olan hastalar için bir çileye dönüşebiliyordu.
Hem ortamın kapalı olması hem de fazla kiloların verdiği rahatsızlıklar, emar çekimine sorunlu çekimlerin oluşmasına neden olduğu için hastalıklara tanı koymak da bir hayli zor hale geliyordu. Geliştirilen bir sistem ile tıp dünyasına sunulan açık emar sistemi, tüm bu sorunların ortadan kalkmasına yardımcı oluyor. Çünkü hastanın sabit kalması gibi bir mecburiyet açık MR sisteminde yer almıyor.
Kapalı alan korkusu ile MR çektirmek istemeyenlere çözüm
Fazla kilolu olan hastalarda olduğu gibi kapalı alan korkusu olan hastalar da kapalı emar sistemlerinden faydalanmakta güçlük çekiyorlardı. Ancak açık emar sistemi, uzun süre kapalı ortamda kalma mecburiyeti getirmediği için bu tip sıkıntıları olan kişiler de kolaylıkla MR çektirebiliyorlar ve hastalıkları hakkında net sonuçlara ulaşabiliyorlar.
Modern tıp dünyasının gelişmelerinden yararlanarak hastalıklarınızın tedavisini ertelemek gibi bir durum artık söz konusu değil.