09.06.2019 | Yazar: Özkan Korkmaz
İç hastalıkların oluşmasının nedenleri birbirinden farklıdır. Bazen doğuştan gelen hastalıklar olabilirken bazen de daha farklı nedenlerden dolayı iç hastalıklar kendini gösterebilir.
Tüm bunların detaylandırılabilmesi, tedavi yöntemlerinin planlanabilmesi için hastanın erken dönemde doktora görünmesi ve gerekli tetkiklerin yapılmasını istemelidir. Geliştirilen modern tıp cihazları sayesinde çoğu hastalık hakkında öncesinden bilgi almak ve doğru şekilde hareket ederek güzel sonuçlar elde etmek mümkündür.
Ultrason, iç organların görüntülenmesinde kullanılan ve net bilgileri vermeye yardımcı olan bir test türüdür. Diğer adıyla batın ultrason olarak da bilinen bu test yöntemince amaç hastalıklarla ilgili bilgi almak ve buna göre tedavi planlaması yapmaktır.
Batın ultrason öncesi hazırlık
Batın USG veya diğer adıyla batın ultrasonu, üç bölümde incelenmektedir. Alt batın ultrasonografi, üst batın ultrasonografi ve tüm batın USG olarak değerlendirilir.
Alt batın ultrasonunda Erkek ve kadında mesane; erkekte prostat; kadında uterus (rahim),overler (yumurtalıklar), tubalar, Douglas boşluğu incelenir. Bu tür durumlarda hastanın öncesinden bir hazırlık yapmasına gerek yoktur. Ancak üst batın USG’de hastanın aç olması gerekmektedir.
Bu konuda uzman doktor ve teknisyen hastayı bilgilendirerek kaç saat öncesinden aç kalması gerektiği konusunda bilgilendirmektedir. Batın Ultrason öncesi su içilir mi? Sorusuna ise şu şekilde yanıt verilebilir;
Batın ultrason çekiminden 4 saat öncesinde ağızdan su da dahil olmak üzere herhangi bir şey alınmamalıdır. Hasta hazırlığında çekimden 2 saat önce 2 bardak, çekimden 1 saat önce ise 1 bardak oral kontrast madde hastaya içirilir.
Ultrason zararlı mı?
Tıp dünyasında hastalıkların incelenmesine yönelik çalışmaların artmasıyla birlikte kişilerin bazı soruları sormaları da daha fazla görülmeye başladı. Tomografi ile ultrasonografinin birbiri ile karıştırılmasından dolayı “ultrason zararlı mı?” sorusu en sık sorulan sorulardan biridir.
Ultrason, hamile kadınlarda fetusun değerlendirilmesinde en sık kullanılan yöntemdir. Bu yöntem 1970’li yılların sonlarına doğru kullanılmaya başlamış ve jinekolojik muayenelerde doktora sağlıklı bilgiler vermektedir. Hamilelik döneminde annenin ve anne karnındaki bebeğin durumuna ilişkin değerlendirilmenin yapılması için kullanılan ultrasonun herhangi bir zararı bulunmamaktadır.
Ultrason ile görüntüleme yapılırken x-ışınları kullanılmaz. Yüksek ses dalgaları ile normal insanın duyamayacağı sesler duyulur ve görüntüleme sağlanır. Uzmanlar, kadınların ultrason çekimi konusunda tereddüt etmemeleri gerektiğini bildiriyorlar.
Ayrıca iç organların incelenmesinde de etkili bir görüntüleme yöntemi olarak değerlendirilen ultrasonografi ile hem daha iyi sonuçlara ulaşıldığı hem de hastalık ile ilgili gerekli tedavi planlamasının yapılması, hastalıkları önlemek açısından önemli gelişmeler olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle herhangi bir paniğe yer vererek ultrasonun zararlı olduğunu düşünmek yersizdir.
Bir de hastalıkların tedavisinde kullanılan bu yöntem ve diğer yöntemler uzman doktorlar tarafından istendiği için de hastanın emin olması gerekmektedir.
